2 Ağustos 2009 Pazar

.train is good.


Tren raylarının kenarında serin mavi gökyüzünü izliyoruz yemyeşil uçuşan çimlere teslim etmişiz kendimizi, sımsıcacık mis kokan
ellerini parmaklarıma dolamışsın.

Aniden doğruluyor ve yüzümü narin bir porselen gibi avuçlarının arasına alıyorsun, anlamlıca bakıp gülümsüyorsun bana.

Vakit aleyhimize işleyen bir azrailmiş gibi ve onu bizden uzak tutmak istercesine ardı sıra kesilmeden dudaklarında anlam bulan
ahenkli kelimeler sıralıyorsun, önce yüzüme çarpıyor nefesinle kulaklarımda melodi olup kalbime dokunuyor ve zihnime işleniyor
hep orda kalmalıymışcasına...

Hayallerdir insanı hayata bağlayan bütün damarlarınla sarılabilmek yalnızlığa, en çokta sevdiğini onun yokluğuna ne kadar dayanabildiğinde
anlıyor Sevdiceğin.

Ve siren sesiyle irkiliyorum o anda, ne çimler hala yemyeşil gökyüzü kasvetle ürpertiyor beni, trene bakıyorum da son yolcuda inip uzaklaşıyor...

el-ve-da.

Hiç yorum yok: